2 Ocak 2011 Pazar

KIŞ MEVSİMİNDE KOVAN İÇİ SICAKLIĞI

Arıların kışın soğuk günler ve gecelerde bir araya toplanarak salkım şeklinde kümelenir. Bu kümelenmeye kimi yörelerde sakal denirken kimi yörelerde de salkım denilmektedir..Bu kümelenme bal kemerinden başlayıp geriye doğru çatı kiremitlerinin dizilişine benzer bir yapıdadır. Ön sırada olan balını yer geri çekilir, ikinci sıradaki gelir karnını doyurur sonra diğerleri sırayla gelerek baldan nasibini alır. Bu şekilde hem aç kalmazken hem de kovan içi sıcaklığı koloninin sönmeyeceği yükseklikte tutarlar.
Altı derecede bile felç olarak ölüme mahkum olan arılar kışın dışarıda sıcaklık eksi 20’ lerde bile seyrederken içerde kolonini varlığını devam ettirecek sıcaklık var olmaya devam etmektedir.Çeşitli kaynaklar 6 derecede ölüme mahkum olan arının kovan içinde salkım halinde iken eksi 12 dereceye düştüğünde bile ölmediklerini ifade etmektedirler.Tek başına altı derece sıcaklıkta ölen arı dayanışma sırrı ile eksi 12 derecede bile hayatlarını sürdürebilmeleri ince bir sır olarak algılamak gerekir. Her şey bilimsel kurallarla açıklanamaz.Bu durumda onlarda biri olsa gerek.salkımın dış yüzeyinde sıcaklık eksi 12 olurken salkımın merkezinde sıcaklığın artı 30 dereceyi aştığını işin erbapları yazıp çizip anlatmaktadırlar..İşin ilginç yanı arılar, salkım dış yüzeyinde dondurucu soğuğa maruz kalırken ölmüyorlar ancak salkımdan kaza eseri düşerlerse tabandan tekrar salkıma çıkamayarak orada ölüyorlar.
Arılar nimeti de külfet ide eşit paylaşıyorlar.Merkezdeki bir arı orada üretilen maksimum sıcaklıktan eşit miktarda faydalandıktan sonra yerini arkasında sıralana bırakır. Kendisi dışa geçerken en dıştaki içeriye doğru bir basamak ilerler.Bu şekilde en dıştan içe doğru herkes her basamakta bulunur.Kimse bencilik etmez biri diğerinin hakkına tecavüz etmez.
Kışın dondurucu soğuklarının, başladığı, dışarıda besin kaynaklarının bulunmadığı, bulunsa bile gidiş dönüşün nerede ise mümkün olmayacak kadar zorlaştığı bu zor günlerde arılar besinlerini çok iktisatlı bir şekilde tüketirken ilkbaharda çıkacak yavrularını da düşünürler.Kovanda bulunan balların % 20 sini son bahar ve kış mevsiminde tüketirken % 80 ‘ini ilk baharda doğacak yavrularına ayırır. Ana arının yumurta atmaya başlamasıyla birlikte bal tüketimi hızlanır.Çünkü artık bahar gelmiştir. Etrafta çiğdemler çiçek açmış,bahar havası esmeye başlamıştır.
Arılar normal şartlar altında asla kovan içine pisliklerini bırakmazlar. Bir kış boyu barsaklarında tutarak uygun hava şartları oluştuğunda dışarı çıkarak gerekli boşaltım işlemini yaparlar.Ancak arıcının takviye gıda verirken kullandığı bozuk, malzemeler arının barsaklarınıda bozacağından ve dondurucu soğuklarda arını dışarı çıkması da mümkün olamayacağından kovan içini kirlettikleri görülse de aslında insan parmağının karıştığı yer karışıyor ve arının düzeni bozuyor.Yani olay arıdan değil arıcıdan kaynaklanıyor.
Arıların hızlı bal tüketişi hava şartlarının mevsim normallerinde seyretmesiyle bir tehlike oluşturmaz. Ancak aniden bozan hava arıları tekrar salkıma geçmeye zorlar ki bu durumda yavruların istemeyerek ölüme terk edilmesi söz konusu olur.Bu çeşitli yavru hastalıklarına davetiyede çıkarır.Böyle bir durumun yaşanmaması için alttan havalandırmalı kovanlarla çalışmak çözüm olabilir.

Hiç yorum yok: