Arılık yerinin tespiti konusunda özellikle acemi arıcılarımız bir hayli sıkıntılar yaşamaktadırlar.Genellikle mekan seçimini de zorlandıkları gelen soru yoğunluğundan rahatlıkla anlaşılmaktadır.Kapalı yer mi, açık mekan mı ikileminde kalanlar çoğunlukla kapalı mekanın daha iyi olacağı düşüncesiyle hareket etmektedirler.Ne getirip ne götüreceği iyi hesap edilmeden bulunan ilk kapalı bir yere arılar bırakılmaktadır.Belki ilk bakışta bir çok haklı neden bulunabilse de genel uygulamaya bakıldığında da arıların açık alanlara konaçlandırıldığı hemen fark edilmektedir.Ban göre kapalı mekanın riski açık alanlara göre aha çoktur.Ayrıca değerli Hocamız Prof. Dr. Muhsin DOĞAROĞLU kapalı mekanlarda yeterli hava sirkülasyonu olmayacağından biriken karbondioksitin arıların ölümüne neden olacağını belirtmektedir.
Açık alanda arılar konaçlandırılmak istendiğinde ilk dikkat edilecek şey, hakim rüzgarlara açık olmamasıdır.Sürekli sert rüzgarların estiği bir mekanda yaz mevsiminde arıların çalışma ritmi bozulup strese girecekleri gibi kışında uçma deliklerinden içeri dolan sert rüzgar, kovan içi salkımlarını bozacak ve arıların ölüm ,yitmesine neden olacaktır.Arkası kuzeye yaslanmış dağ eteği yada tepe yamacı arı konaçlandırılmasında uygun mekanlar olarak görülmektedir. Az arılarda ise kuzey gerisinde bir duvar bulunan, uçuşunu engellemeyecek ön açıklığa sahip bir mekan arılık yeri için uygundur.
Arıların suya uzaklığı da arıcılar tarafından hep merak edilmiştir.Arılık ile suyun arasındaki mesafe ne kadar olmalıdır? Bu soruya lider arıcılar genellikle 500 m. cevabını vermektedirler.Arıların bulunduğu yere su kaynağı 500 m. Den uzak değilse özel tedbir almaya gerek yoktur.Eğer uzak ise arılıkta arıların su içeceği bir düzeneğin oluşturulması gerekir.
Bunlardan başka birde yabani hayvan saldırılarına karşı alınacak tedbirler konusu gündeme geliyor ki, bu da yörelere göre değişiklik göstermektedir. Karadenizli arıcılar ayıya karşı tedbir alırken adeta köşe kapmaca oynuyorlar.Genellikle yüksek mekanlara kovanlarını yerleştiriyorlar.Böylece ayı saldırılarından kovanlarını koruyorlar.Diğer bölgelerde ise ayı tehlikesi olmadığı sürece ciddi bir hayvan saldırısı söz konusu olmamaktadır. Bazen büyükbaş hayvanlar otlarken kovanlara sürtünüp devirebilirler.Bunun içinde arılığın etrafını dikenli tel ile çevirmek yeterlidir.
Arılık seçiminde bir diğer dikkat edilmesi gereken konu ise yörenin flora durumudur.Bitki zenginliği yok ise,otlar kısa sürede çiçek açıp hemen kayboluyorsa, ya da o bölgede bol miktarda arı varsa yani dar bir alanda yüzlerce koloni bal topluyorsa burada başarılı arıcılık faaliyeti sürdürmek zordur.O halde yeni arıcı arı yoğunluğunu olmadığı başka bir mekanı tercih etmesi gerekir.Bu konuda verilebilen net rakamı dört yüz olarak hatırlıyorum. Üç km.lik bir alanda dört yüz koloni varsa o bölge potansiyel olarak ancak mevcut arıların ihtiyacına cevap verebilecektir.Bu sayının üzerine ilave edilen her koloni kendisiyle birlikte diğer kolonileri de zor durumda bırakır.
Bu durumda yeni arıcı bölge dışından bir yer bulacak demektir.
16 Ocak 2011 Pazar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder