Balda krıstalleşme , bal üreticilerini bir şekilde üstesinde geleme zorlayan bir sorun olarak kendini göstermektedir.Haddizatında krıstalleşen bal,doğallığını muhafaza eden, bir çok noktadan güvenilebilecek bal olduğu halde tüketici mutlaka krıstelleşmeyen bal arzulamaktadır.Krıstalleşen bala hileli, sahte bal nazarıyla yaklaşmaktadır.Bu çok büyük bir yanılgıdır.Krıstâlleşmenin, hile ile sahtekarlıkla bir alakası yok.. Ancak arının nektar getirdiği bitki ile doğrudan alakası olmaktadır.Her doğal bal er veya geç krıstalleşir.bazı balların kırıstlelleşmesi iki yılı bulabilir.Balın saklandığı ortamın sıcaklığı bu durumu doğrudan etkiler.
Bal üreticisi tüketicinin krıstalleşmeyen bala önem verdiğini bildiği için kendince çareler arar. Bu çarelerden en yaygını bala ısıl işlem uygulamaktır.Bir çok bal üreticisi HMF (Hidroksi Metil Furfurol un) ne olduğunu hiç duymasmştır bile. “Balım krıstalleşipde müşterime mahçup olmuyayım” diyerek balını pekmez kaynatır gibi bir güzel fokur fokur kaynatır.Şimdi müşterinin istediği gibi bir bal olmuştur.Halbu ki, balın ısıtılması sırasında glikoz, fruktoz gibi şekerlerin asidik ortamda parçalanması sonucunda oluşan HMF un yükselmesi insan sağlığına zararlıdır.
Bu nedenle bal hiçbir zaman doğrudan ısıl işleme tabi tutulmamalıdır. Bal ne kadar çok ısıl işleme maruz kalırsa ve sıcaklığı artırılırsa HMF oranı o denli yükselir ve bal kalitesiz hatta zararlı hale gelir. Eğer mutlaka bir ısıl işleme tabi tutmak gerekiyorsa fan sistemi, ben mari sistemlerinden birini uygulamak gerekir. Büyük kazanlara şişeliri doldurup altını gür alev ile yakarak uygulanan ısıl işlem resmen balı kaynatmadır. Bu tür ısıl işlem gören balların hemen hemen hiç krıstalleştiği görülmermiştir.
Neden?
Balı bal yapan özellikler içinde kalmadı da ondan.
Bilgi çağını yaşadığımız, bilgiye ulaşmanın çok kolaylaştığı günümüzde hiç olmazsa müşteriler bal konusunda birkaç yazı okusalar, birkaç linki tklayıp birkaç bloga göz gezdirseler ne kadar büyük bir yanılgı ile hareket ettiklerini hemen anlayacaklar. Donmayan balın sahte olduğunu,glıkoz katıldığını, şeker katıldığını ya da yanlış ısıl işlemler ile balın zehire dönüştürüldüğünü görmeleri anlamaları pekte zor olmayacaktır.
Biz millet olarak öyle okumaya öğrenmeye, araştırmaya, sorgulamaya ve soruşturmaya alışık olmadığımızdan yine iş biz bal üreticilerine düşmektedir, birliklerimize düşmektedir.Medyanın gücünü de kullanarak bal tüketicilerinin hakiki balın ne olduğu ve olmadığı konusunda bilgilendirme ve bilinçlendirme çalışmaları yapmalıyız. Bunun için bulabildiğimiz her fırsatı değerlendirmeliyiz,yoksa bu traji komik durum daha çok uzun seneler devam eder.Gerçek bala sahte, sahteye de gerçek diyen bir başka millet var mıdır sahiden merak ediyorum.
22 Aralık 2010 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder