16 Aralık 2010 Perşembe

ARICILIKTA EMPATİ

Bir zamanlar dillere pelesenk olmuş bir söz vardı: “Önce insanım sonra gazeteci”.Evet bizler önce insanız,sonra arıcı.Dünyayı bir canlı olarak arıyla ortak paylaşıyoruz.Arılar hayatları sürdürmek ve nesillerini devam ettirmek için bir yığın gayret gösterir , çaba harcarlar.Bizlerde onların bu haklı gayretlerini biraz da istismar ederek faydalanmak için çaba sarf ederiz.Bir çok faydalar da temin ettiğimiz için arıcıyız.Bu yönüyle baktığımızda arıya minnet borçluyuz. Tabi arıya minnet edilemez asıl minnet ve teşekkür, arının eliyle bize arıdan elde edilen ürünleri yediren,Rabbimize olmalıdır. Arı kendisine yüklenen proğramı icra ederken, aslında bize proğramcısından haber veriyor.Arıya bu yönüyle bakıp bol bol tefekkür edilmelidir.
Dedik ya önce insanız. Arı ilişkilerimizi de insani temeller üzerine oturtmalı,empati kurarak onlara muamele etmeliyiz.Nihayetinde bir böcek deyip ezip geçmemeliyiz.Onlarında bir canlı olduğunu, bu dünyada eceliyle ölünceye kadar yaşamaya hakkının olduğunu asla hatırımızdan çıkarmamalıyız.Arılar bize Allah’ın emaneti. Onlara titizlikle korunması gereken bir emanet gözüyle bakmamız gerekir. İhtiyaçlarını eksiksiz gidermeli, hastalıklarında ya da bir sorunla karşılaştıklarında umursamaz tavırlar sergilemek emanete hıyanet olacağı gibi insani anlayış ve yaklaşımlara da terstir.
Onlarında kendi dünyalarında mutlu olamaya,geleceklerinden endişe etmeden yaşamaya hakları var.Onlarında bir aile düzenleri ve yavruları var.Onlarda acıkır ve susarlar, hastalanırlar. Yağmaya uğrar muzır böcek ve asalakların tehdidine maruz kalırlar.Bu durumlarda hemen insani sorumluluk anlayışımızla meseleye yaklaşıp gerekli müdahaleleri geciktirmeden yapmamız gerekir.
Arıya bu dünyayı birlikte paylaştığımız bir canlı, Allah tarafından bizim sorumluluğumuza verilmiş bir emanet nazarıyla yaklaştığımızda sanırım emanete hıyanet etmeden gerekeni yapacağımızı düşünüyorum.Arılarla ilişkilerimizde empati , heriki taraf içinde hayırlı neticeler verecektir. Yanılıyor muyum?

Hiç yorum yok: