Arı balının, stresin en büyük ilâcı olduğu, günümüzde ağır ve stresli şartlarda sağlıklı beslenmenin en iyi yollarından birisinin gerçek arı balı tüketmekten geçtiği bildirildi. (aa)
Aslında bal, sadece strest değil, pek çok hastalığın da ilacıydı. Balın insanlar için şifa oluşunu, arıyı ve onu yaratan Zât, asırlar öncesinde Kur’ân’da şöyle bildiriyordu:
“Rabbin bal arasına ilham etti: ‘Dağlardan, ağaçlardan, insanların kurduğu kovanlardan kendine evler edin. Sonra meyvelerin hepsinden ye de, Rabbinin sana has kıldığı, şaşırmayacağın yaylım yollarına çık. Onların karnından çeşitli renklerde şerbet çıkar ki, onda insanlar için şifa bulunur.’ Düşünen bir topluluk için şüphesiz bunda bir delil vardır.” (Nahl Sûresi: 68-69)
Görülmektedir ki, balarısı, şifa dolu bir gıdayı, Rabbinin emri ve ilhamıyla insanların emrine takdim etmekteydi. Sebeplerin sultanı olan insanoğlunun bile yapmaktan aciz kaldığı, stresle birlikte pekçok hastalığa şifa olan böylesi mucizevî bir gıdayı, şuursuz bir arının yaptığını düşünmek, elbette âkıl kârı olmasa gerek. Zira bu büyük bir sanattı. Yoksa bal arısı, Güzel Sanatlar Fakültesi’nde “Bal Yapma” sanatını mı tahsil etmişti!
Balarısıyla ilgili gerçeği Bediüzzaman Hazretleri, Lem’alar isimli eserinde şöyle açıklıyordu:
“Arı gibi küçük bir hayvan, Kitab-ı Mübînin mühim ve ince meseleleri olan nizam ve mizanı bilmez. Câmid bir zerre, arı gibi küçük bir hayvan nerede; semâvat tabakalarını bir defter sayfası gibi açıp, kapayıp toplayan Zât-ı Zülcelâlin elindeki Kitab-ı Mübînin mühim, ince meselelerini okumak nerede? (…) Evet, Cevâd-ı Mutlak (celle celâluhu), her ferd-i zîhayatın eline lezzet midâdıyla ve ihtiyaç mürekkebiyle yazılmış bir tezkereyi vermiş, onunla evâmir-i tekviniyenin programını ve hizmetlerinin fihristesini tevdi etmiştir. Bak o Hakîm-i Zülcelâle, nasıl Kitab-ı Mübînin düsturlarından, arı vazifesine ait miktarını bir tezkerede yazmış, arının başındaki sandukçaya koymuştur. O sandukçanın anahtarı da, vazifeperver arıya has bir lezzettir. Onunla sandukçayı açar, programını okur, emri anlar, hareket eder, ‘Rabbin balarısına ilham etti’ (Nahl Sûresi, 16:68) âyetinin sırrını izhar eder.” (s. 129-30)
Evet bal gibi mucize bir gıdayı meydana getirmek için gerekli olan, çiçeklerin tanınmasından yön tayinine, peteklerin düzenlenmesinden arı taifesi içindeki muntazam işbölümüne kadar pek çok vazife, balarısına ilham edilmiş ve bu vazifelerin programı onun minicik vücuduna mükemmel bir şekilde yerleştirilmiştir.
Bütün bu fiillerde görülen ilim, kudret ve rahmet eserleri ise aynı anda, bütün yeryüzündeki sayısız arılarda birden aynı şekilde tecellî ederek muhteşem bir tevhid delilini gözlerimizin önüne sermektedir.
Evet, balı, stresin en büyük ilacı kılan Allah’a, sonsuz kereler hamdolsun!
Alıntı: http://muhabbetfedaileri.wordpress.com/
1 Aralık 2010 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder